Türkiye'de yeni yıl yaklaşırken fiyatların ciddi ölçüde artacağı endişesi toplumda giderek yaygınlaşırken, bu durum vatandaşlar arasında tedirginliğe yol açıyor. Uzun bir süredir neredeyse her gün yenilenen fiyat etiketlerine, kira fiyatlarındaki artış da eklenmiş durumda. Enflasyon, enerji fiyatları ve kur dalgalanmaları gibi klasik gerekçeler, fahiş fiyat artışlarına zemin hazırlıyor olsa da, son zamanlarda bu etkenlerin bir miktar yatıştığı gözlemleniyor. Buna karşın, fiyatlarda beklenen düşüş henüz gerçekleşmedi.
Özellikle Aralık ayında konut fiyatlarının neye dayanarak yükseldiği belirsizliğini koruyor. Ortada henüz hiçbir güvenilir veri yokken, konut kredisi faizlerinin düşeceği beklentisiyle fiyatların artışı, sektörde yeni bir yarış başlatmış görünüyor. Aynı şekilde, ikinci el araba fiyatlarına her gün 20-30 bin lira eklenmesinin ardındaki gerekçeler de sorgulanıyor. Marketler ise yeniden değerlendirme süreçlerini hangi kriterlere göre yapıyor, bu da başlıca sorular arasında.
Asgari ücretin olası artışı kiraları ve temel ihtiyaç fiyatlarını nasıl etkileyecek? Bu soruların yanı sıra, ülkede vatandaşlarının barınma ve gıda sorunları karşısında devletin ne gibi tedbirler aldığı merak konusu. Dünya genelinde benzer durumlarda alınan önlemler karşısında hükümetin neden daha etkin çözümler üretmediği ya da üretemediği tartışılıyor. Türkiye'nin öncelikli meselesinin, ağır ekonomik koşullar nedeniyle barınma ve beslenme sorunları yaşayan milyonlarca vatandaş olması gerektiği yönündeki görüşler giderek güçleniyor.
Bu belirsizlik ortamında, vatandaşlar gelecek ekonomik adımların ne olacağı konusunda devletten şeffaf ve somut adımlar bekliyor.