Yanlış ekonomi politikaları, rantiyeciliğin artması ve devletin denetim ve planlama mekanizmalarının yeterince çalıştırılmaması, toplumda yaygın bir sosyal adaletsizlik algısı yaratmış durumda. Şehirlerde, kamu kaynaklarından beslenen elit bir kesimin oluşması, vatandaşın geçim darlığı ile mücadele ettiği bu dönemde tepkileri daha da artırıyor.
Enflasyonun ve doğal afetlerin üzerine binen ağır vergi yükü, iflasları ve hayat pahalılığını beraberinde getiriyor. Siyasetçilerin ve yakınlarının yanı sıra, kamu kaynaklarından faydalanan elit kesimlerin artan servetleri, kamuoyunda sık sık tartışma konusu oluyor. Vatandaş, cami önlerinde, otobüs kuyruklarında ve toplumsal alanlarda bu konuları daha yüksek sesle dile getirmeye başladı.
Toplumun genelinde, hükümetin ekonomi politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiği görüşü yaygınlaşıyor. Ağır vergi yükünün vatandaştan alınıp, kamu kaynaklarından haksız yere servet edinenlerin üzerine kaydırılması talebi giderek daha fazla destek buluyor. Son 22 yıldır süregelen bu dengesiz zenginleşme, adalet talebini daha da güçlendiriyor. Toplum, ekonomik adaletsizliği sona erdirecek ve vergilendirme sistemini daha adil hale getirecek politikaların bir an önce hayata geçirilmesini bekliyor.
Vatandaşların artan tepkisi ve talebi, hükümetin ekonomi politikasını gözden geçirip gözden geçiremeyeceğini ve bu baskılara nasıl yanıt vereceğini sorgulatıyor.
English (US) ·