Ukrayna ile Rusya arasında iki buçuk yıldan fazla süredir devam eden savaş, sadece bu iki ülkenin değil, daha geniş bir küresel mücadelenin parçası olarak görülüyor. ABD ve Batı ittifakı ile Rusya arasında güç dengesini etkileyecek bu çatışma, dünya genelinde endişe yaratmaya devam ediyor.
Görüşler ve Gelişmeler:
Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş, yalnızca bu iki ülke arasında değil, aynı zamanda ABD ve Batı ittifakı ile Rusya arasında bir hegemonya savaşı olarak nitelendiriliyor. Bu çatışma, dünya düzenine dair önemli bir mücadele olarak değerlendiriliyor.
Geçtiğimiz günlerde Kursk bölgesinde yoğun çatışmalar yaşandı, Rusya'nın savaşı bitirmek amacıyla Kuzey Kore'den 11.000 asker takviyesi yaptığı bildiriliyor. Bu direniş, barış masasına güçlü bir şekilde oturma stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.
ABD'deki son seçimler sonrası Donald Trump’ın başkanlığı kazanması, uluslararası ilişkiler açısından dikkatle takip edilmekte. Ancak, ABD'deki kurumsal yapı ve derin devletin Trump’a savaşın bitirilmesi noktasında hareket alanı bırakmayacağı iddia ediliyor.
Öte yandan, ABD'nin Ukrayna'ya uzun menzilli füze kullanma izni vermesi, potansiyel bir dünya savaşının eşiğinde olduğumuz yönünde endişeleri artırdı. NATO ve ABD'nin Ukrayna’ya silah desteği, savaşın daha geniş bir alana yayılma riskini beraberinde getiriyor.
Türkiye’nin Tavrı:
Türkiye, savaşın başından beri çatışmaya mesafeli yaklaşıyor ve hem Ukrayna hem de Rusya ile dengeli ilişkiler yürütmeye çalışıyor. İki ülke arasındaki diplomasiyi sağlama çabaları ise Türkiye'yi önemli bir konuma taşıyor.
Analiz ve Yorum:
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’in uzun menzilli füzelerle Rusya’yı vurma izni alması, çatışmanın yeni bir evreye girmesine neden olabilir. Bu durum, NATO’nun da işin içine çekilme riskini beraberinde getiriyor ve dünya genelinde bir savaşın kapılarını aralıyor. Savaşın mevcut aşamada durdurulması, küresel barış için kritik bir önem taşıyor.
Bölgede tansiyonun yükselmesi ve yeni gelişmelerin yaşanması ile birlikte, uluslararası toplumun dikkatinin bu çatışma üzerine kaydığı gözlemleniyor. Hem bölgesel hem de küresel barış için diplomasi kanallarının açık tutulması ve çözüm arayışlarının sürdürülmesi, kritik önem arz ediyor.