14 Mart 2006’daki açıklamalara göre, dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında ABD ile birlikte hareket ettiğini duyurmuştu. Ancak bu stratejik işbirliğinin sonuçları, Türkiye için beklenmedik ve ağır sonuçlar doğurdu.
BOP’un devreye girmesiyle birlikte Türkiye, tarihin en büyük göçmen krizlerinden birine tanıklık etti. Milyonlarca Suriyeli, savaşın pençesinden kaçarak Türkiye'ye sığındı. Bu durum, ülkenin sosyal yapısını ve ekonomik kaynaklarını zor durumda bıraktı.
Ayrıca, Suriye’de devletçiklerin oluşması ve İsrail’in bölgedeki etkisinin artması, Türkiye’nin bölgesel stratejilerini derinden etkiledi. Abdullah Gül’ün "BOP içinde ABD ile birlikte hareket ediyoruz" ifadesiyle vurgu yaptığı bu işbirliği süreci, İsrail'in lehine gelişmeler olarak değerlendiriliyor. Proje, İsrail'in bölgedeki manevra alanını genişleterek adeta "tek kale maç" oynama fırsatı sundu.
Bu dönemde Türkiye’nin ticari kayıpları da dikkat çekici boyutlara ulaştı. Milyarlarca doları bulan ekonomik zararlar, ülkenin dış ticaret dengesi üzerinde olumsuz etkiler yarattı. Türkiye'nin bu projeye dahil olması, ekonomik kayıplarla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda bölgesel barış ve güvenliği de tehdit eder bir hale geldi.
Sonuç olarak BOP, Türkiye’nin bölünme ve ekonomik zarar senaryolarıyla anılan bir proje olarak hafızalarda yer edindi. Abdullah Gül’ün açıklamaları ışığında eleştirilen bu süreç, ülkenin geleceği açısından ciddi soru işaretleri yaratıyor. Türkiye’nin bu proje kapsamında aldığı kararların uzun vadeli etkileri, ulusal ve uluslararası düzeyde daha fazla tartışılmayı gerektiriyor.