Türkiye genelinde cezaevlerindeki aşırı doluluk oranları, hükümlü ve tutukluların insan haklarına uygun koşullar altında kalma imkanını ciddi bir şekilde tehdit ediyor. 1 Temmuz 2024 itibarıyla toplam 403 cezaevi, 295.064 hükümlü ve 47.462 tutuklu ile toplamda 342.526 kişiyi barındırmakta. Cezaevlerinin mevcut kapasitesi ise 295.328 ile sınırlı olup, bu kapasitenin 47.198 kişi fazlasıyla aşılmış durumda.
13 Aralık 2024 tarihi itibarıyla net tutuklu ve hükümlü sayıları bilinmemekle birlikte, birçok cezaevinde mahkumların nöbetleşe uyuduğu ve yatacak ranzaların dahi bulunmadığı belirtiliyor. Bu durum, hükümlü ve tutukluların temel insan hakları ve onuruna yaraşır bir yaşam sürmelerini neredeyse imkansız hale getiriyor.
Uzmanlar, ceza infaz sisteminin kapsamlı bir biçimde yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurgularken, doluluk oranlarını düşürmek adına, şikayetçisi bulunmayan ve kamuoyunda infial yaratmayacak suçlardan hüküm giymiş kişilerin affedilmesi önerisini gündeme getiriyor. Bu adımların atılması, hem cezaevi koşullarının iyileştirilmesine katkı sunabilir, hem de ceza adalet sisteminin daha insancıl bir yapıya kavuşmasını sağlayabilir.
Yaşanan bu kriz, Türkiye'nin ceza adalet politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiği konusunda önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Uzmanlar ve insan hakları savunucuları, sürdürülebilir çözümler üretilmesi için acil eylem çağrısında bulunuyor.