Suriye'deki iç savaşın gölgesinde uzunca bir süre gizli kalan korkunç gerçekler, Sednaya Hapishanesi'nde gün yüzüne çıktı. Gelen bilgilere göre, Beşar Esad rejimi tarafından yer altına inşa edildiği anlaşılan ve üç veya dört katlı olduğu belirtilen bu hapishanede, yaklaşık 150 bin mahkum on yıllardır kapalı tutuluyor.
Sednaya Hapishanesi, ne bir sorgu merkezi ne de bilgi edinme amaçlı çalışan bir yapı; aksine, sistematik işkence tesisine dönüşmüş durumda. Mahkumlar, burada günlük yaşamlarının bir parçası haline gelmiş işkenceye maruz kalıyorlar. Bu tesis, bilinen hiçbir eski toplama kampına benzemiyor; ne Nazi kamplarına, ne Irak zindanlarına, ne de Güney Amerika hapishanelerine. Dünyada benzeri bulunmayan bu yer, adeta profesyonel bir devlet kurumu olarak uzun yıllar boyunca mahkumlara işkence etme misyonunu üstlenmiş.
Suriye Milli Ordusu (SMO) tarafından girilen monitör odalarında, yerin üç kat altındaki hücreler görülse de çok katmanlı yapının girişi halen bulunamıyor. Kurtarılan bazı mahkumlar, halen ülkeyi 2000'de ölen Hafız Esad’ın yönettiğini düşünmekte ve teknolojiden, özellikle akıllı telefonlardan habersiz yaşamakta. Kadın mahkumların sistematik tecavüze uğratıldığı ve çocuklarıyla bu işkenceye katlanmaya zorlandıkları en trajik detaylar arasında.
Hapishane çevresinde tespit edilen büyük toplu mezarlardaki gömülü kişi sayısı halen belirlenebilmiş değil. Yüzlerce mahkumun bedenlerini ezerek yok etmek için özel olarak üretilmiş makinelerin bulunması, altı insan yapımı katman içinde yaşanan dehşeti daha da artırıyor. Pek çok mahkumun akıl sağlığını kaybetmesine rağmen işkencelerin durmaksızın devam ediyor olması, burayı "şeytanın inşa ettiği" bir cehennem gibi gösteriyor.
Sednaya'dan gelen bu bilgiler, uluslararası toplumun dikkatini Suriye'deki insan hakları ihlallerine bir kez daha çekiyor. Dünyanın gözlerini çevirdiği bu olayın yankılarının, önümüzdeki günlerde daha da büyümesi bekleniyor.