Geçtiğimiz günlerde Tartus şehrine yönelik saldırıları aktarmıştık ve şimdi de İsrail-Lübnan arasındaki köprünün bombalanması gündemde. Bu gelişmeler ışığında yeni bir cephe açılacağı düşünülüyor: Suriye.
İsrail'in bölgedeki saldırgan tutumu ve vekil güçler üzerinden yürüttüğü savaş stratejileri dikkat çekiyor. İsrail'in Lübnan'daki köprüyü bombalaması, bölgede gerginliği daha da artırdı. Bu saldırıların ardında asli hedefin ne olduğu ve bir sonraki adımın ne olacağı soruları gündemde.
Golan Tepeleri ve Şam: Yeni Hedefler
İsrail'in Suriye'ye yönelik tehditlerini ve Golan bölgesi üzerindeki stratejik planlarını unutmamak lazım. Kutre olarak bilinen bu şehir, Şam’a oldukça yakın bir konumda. İsrail, buradaki Şii tehditlere dikkat çekiyor ve büyük harita üzerinden İran'ın güvenlik mimarisine dair iddialar geliştiriyor.
İran'ın Vekil Güç Stratejisi
İran, son yıllarda güvenliğini kendi askeri yapısı üzerinden değil, vekil güçler aracılığıyla tesis ediyor. Irak'ta aş-Şabi, Suriye'de sayısız grup ve 1980'li yıllardan itibaren Lübnan'da Hizbullah bu stratejinin parçaları. Yemen'deki Ensarullah Hareketi ve Filistin'deki Hamas da İran tarafından desteklenen gruplar arasında.
İran, büyük ölçüde nükleer programını riske atmamak adına doğrudan savaşmak yerine vekil güçler üzerinden operasyonlar gerçekleştirmeye odaklanıyor. Bu strateji, İsrail'in Hizbullah ve Hamas üzerinden vekil güçlerle savaşmasını zorlaştırsa da yeni riskler getirmekte.
Türkiye'nin Güvenliği ve PKK Faktörü
İsrail’in bu saldırgan tutumu, Türkiye'nin güvenliği üzerinde de ciddi endişelere yol açıyor. Şam’ın güneyinde bulunan bölge, yaşam alanının olmadığı çöllük bir bölge olarak nitelendiriliyor ve burada ABD'nin üsleri bulunuyor. Bu bölgedeki dinamikler, PKK'nın İsrail tarafından kullanılma ihtimalini de artırıyor.
Bu durum, Türkiye’nin güvenliği açısından birinci derecede önemli. İsrail'in sahildeki Tartus'a kadar uzanan füze saldırıları, Türkiye'ye yakınlığı nedeniyle ulusal güvenlik riski teşkil ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da İsrail'i "yakın tehdit" olarak tanımlamıştı.
ABD ve Batı’nın Planları
ABD ve Batı’nın, bölgedeki askeri varlığı ve stratejik planları da İsrail'in saldırganlığına zemin hazırlıyor. Irak, Suriye, Güney Kıbrıs ve Girit’te bulunan ABD üsleri, Türkiye’yi güneyden kuşatabilecek bir planın işaretleri. Bu stratejik hamleler, İsrail’in yayılmacı politikalarına destek olarak değerlendiriliyor.
Sonuç ve Beklentiler
Ortadoğu'da giderek yükselen tansiyon, İran'ın merkezinde olduğu geniş çaplı bir savaşın ilk işaretlerini veriyor. Lübnan'daki Hizbullah'ın direnişi tehlikeyi bir nebze azaltabilirse de, İsrail'in bir sonraki hedefinin Suriye olması bekleniyor. İsrail'in bu hamlesi, ABD ve NATO unsurlarının da katılımıyla, İran'a yönelik büyük bir operasyonun habercisi olabilir.