Ortadoğu’da İhanetin Perde Arkası: İsrail ve Amerika'nın Gizli Planları

Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeler, bölgeyi bir kez daha küresel güçlerin satranç tahtası haline getirdi. Özellikle İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun "Ortadoğu'yu yeniden dizayn edeceğiz" açıklamaları, bölgedeki dengeleri altüst etti. Bu dizaynın nasıl olacağının sinyalleri, İsrail’in Gazze, Lübnan ve Suriye’ye yönelik saldırılarıyla verilmeye başlandı. Peki, bu planın arkasında neler var?

Hasan Nasrallah Suikasti: Bir Uyarı ve Tehdit

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın suikaste kurban gitmesi, İsrail'in Ortadoğu’ya yönelik tehditlerinin en somut örneğiydi. Bu suikast, sadece Nasrallah'ı değil, tüm Ortadoğu ülkelerini tehdit eden bir mesaj taşıyordu. Netanyahu, Birleşmiş Milletler kürsüsünde yaptığı açıklamada, Tevrat’tan ayet okuyarak, "Düşmanınızın olduğu her yere gidiniz, Rab sizinle beraberdir," dedi. Bu açıklama, Büyük İsrail Projesi'nin dünya kamuoyu önünde açıkça ilanıydı.

İran: İhanetin Merkezi mi?

İran'ın bölgedeki rolü, sık sık tartışmalara konu olmuştur. Hasan Nasrallah suikastinden iki gün önce Şii dini lider Muhammed Ali El Hüseyni, El Arabiya televizyonunda, “İran seni ve grubunu sattı,” diyerek Nasrallah’ı uyardı. Bu uyarı, suikastın ardındaki ihanetin ipuçlarını taşıyordu. İran, Hamas ve Hizbullah’a olan desteğini çekerek, adeta bu iki grubu İsrail’in önüne attı.

İsrail ve ABD'nin Ortadoğu Planı

7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısının ardından, Gazze'nin %78'i bombalandı ve 42.000 sivil hayatını kaybetti. İsrail, bu saldırıyı kendisine yönelik bir tehdit olarak göstererek Ortadoğu'yu yeniden şekillendirmek için harekete geçti. Netanyahu, bu planı Birleşmiş Milletler kürsüsünden ve hükümet açıklamalarıyla açıkça ilan etti. Ancak bu süreçte İran’ın tutumu oldukça dikkat çekiciydi. Başlangıçta Hamas’a destek verdiğini açıklayan İran, sonrasında bu destekten vazgeçti ve Hamas’la olan bağlantısını kesti.

Sonuç: Ortadoğu’da Yeni Dengeler

Sonuç olarak, Ortadoğu’da yaşanan bu gelişmeler, bölgenin yeniden dizayn edildiğini ve küresel güçlerin burada büyük oyunlar oynadığını gözler önüne serdi. İsrail ve ABD’nin bu planlarını gerçekleştirmek için her türlü yola başvurduğu, suikastler ve tehditlerle bölgedeki dengeleri değiştirmeye çalıştığı bir kez daha ortaya çıktı.

Bu süreçte Türkiye, İran’ın iki yüzlü tutumuna karşı temkinli olmalı ve bölgedeki çıkarlarını korumak için dikkatli adımlar atmalıdır. Zira Ortadoğu’da ihanetin ve oyunların ardı arkası kesilmiyor.