Dün itibarıyla Esad rejiminin yıkılması, Orta Doğu’da yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. 1982 yılında İsrail'in ünlü Kivunim dergisinde yer alan ve bölgede devrim niteliğinde değişiklikler öngören planlar bir kez daha gündeme oturdu. Eski İsrail Dışişleri görevlisi Oded Yinon'un "İsrail İçin Strateji" başlıklı makalesi, Orta Doğu'nun dini ve mezhepsel çizgilerle nasıl parçalanacağını detaylandırıyordu.
Lübnan'ın farklı dini topluluklara göre bölünmesi ve Irak’ın güneyde Şii, ortada Sünni, kuzeyde ise Kürt devletlerine ayrılması gibi öngörüler, yıllar içinde kısmen gerçeklik kazandı. Dün gerçekleşen gelişmelerle birlikte Suriye'de benzer bir parçalanma senaryonun gündeme gelmesi muhtemel görünüyor. ABD destekli grupların sahadaki üstünlüğü, bu sürecin hızlanmasına katkıda bulundu.
Esad rejiminin devrilmesi, İran'ın Hizbullah'a sağladığı lojistik desteği de sekteye uğratabilir. İsrail’in lideri Netanyahu'nun tehditleri ve İsrail'in bölgesel güvenlik endişeleri, bu jeopolitik değişimde önemli bir rol oynuyor.
Türkiye, Suriye iç savaşının mali yükünü en ağır şekilde taşıyan ülkelerden biri olarak bu yeni dönemde stratejik adımlar atmak durumunda. Ankara'nın, uzun süredir Suriye rejimiyle sağlamaya çalıştığı diyalog çabaları sonuçsuz kalırken, Esad bu çabaları cevapsız bırakmıştı.
Gelişmeler, Oded Yinon'un makalesindeki planların bir kısmının gerçekleştiğini gösteriyor. Şimdi soru, Türkiye'nin bu beklenmedik değişiklikler sonrasında nasıl bir stratejik hamle gerçekleştireceği ve kendi ulusal çıkarlarını nasıl koruyacağı üzerinde yoğunlaşıyor. Bölgedeki yeni dinamikler, Türkiye'nin diplomatik ve stratejik kararlarının önemini daha da artırıyor.