AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Yazarı Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi programında yer alarak, siyasi gündemdeki önemli konulara açıklık getirdi.
Elitaş’ın açıklamalarından satır başları:
Parti Kongresi ve Tazelenme Süreci
Elitaş, siyasi partiler kanununa göre partilerin 3 yılda bir kongre yapmak zorunda olduğunu hatırlatarak, bu süreçte AK Parti’nin yenilenmeye devam ettiğini söyledi. İl ve ilçe başkanlıklarında yaşanan değişimlerle parti teşkilatlarının güçlendirilmesinin hedeflendiğini belirten Elitaş, şunları ifade etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız her kongreyi yeni bir tazelenmenin ayak izleri olarak nitelendirir. 23 Şubat günü büyük kongremizi gerçekleştireceğiz. Bu süreç, parti içinde görev yapan kişilerin önünün açılması açısından da çok önemli."
31 Mart ve 14 Mayıs Seçimleri Arasındaki Farklar
Elitaş, 31 Mart ve 14-28 Mayıs 2023 tarihleri arasında yapılan seçimler arasındaki farklara değinerek, seçmenin mesajını aldıklarını vurguladı. AK Parti'nin Türkiye Buluşmaları aracılığıyla halkın nabzını tuttuğunu anlatan Elitaş şöyle konuştu:
"31 Mart'ta AK Parti seçmenlerinin bir kısmı sandığa gitmedi. Anketlerden takip ettiğimiz kadarıyla yüzde 5 civarında bir seçmen taburcu oldu. Ancak Türkiye Buluşmaları'nda gördük ki, bu seçmenler geri dönüş ihtiyacı hissediyor. Seçmenin terazisi hassastır; işsizlik, emeklilik meseleleri ve hayat pahalılığı gibi sorunlar 31 Mart sonuçlarını etkiledi."
Elitaş ayrıca CHP'ye emanet olarak giden oyların artık tarafsızlaştığını belirtti.
Enflasyon ve Ekonomik Gelişmeler
Ekonomiye ilişkin değerlendirmede bulunan Elitaş, işsizlik oranının tarihin en düşük seviyesinde olduğunu kaydetti. Enflasyonla mücadelede kararlılık gösterildiğini ifade eden Elitaş, şu açıklamada bulundu:
"Enflasyonda yüzde 30'a yakın bir gerileme oldu. Fiyat artış hızının yavaşladığını göreceğiz. Refah seviyesinde iyileşme yaşanacak. Merkez Bankası'nın beklenti anketlerine göre reel sektör yüzde 55, hane halkı ise yüzde 80 civarında bir enflasyon beklentisi taşıyor. Enflasyon düşüşüyle birlikte toplumda rahatlama olacak."
Erken Seçim Tartışmaları
CHP'nin erken seçim çağrısına yanıt veren Elitaş, milletin AK Parti'ye 28 Mayıs'ta 5 yıl süreyle ülke yönetimini emanet ettiğini hatırlattı. Erken seçim taleplerine karşı çıkarak şu görüşleri dile getirdi:
"2028 Mayıs ayında yapılacak yerel seçimler için CHP'nin öne sürdüğü erken seçim senaryoları mümkün değil. Eğer CHP 360 milletvekiliyle bir araya gelip öne alınmış bir seçime onay verirse, 2027 Kasım ayında bir seçim yapılabilir. Ancak bu durum şu anda hayal mahsulüdür."
Elitaş ayrıca Özgür Özel'in "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yenen bir lider olmak istiyorum" demesi üzerine şunları ekledi:
"Özgür Özel'in söylemlerinin arkasında durma cesareti varsa, 2027 sonunda seçim talep edebilir. Ancak bu durum sadece bir iddiadan ibaret kalabilir."
CHP İçindeki Adaylık Tartışmaları
Elitaş, CHP'nin iç dinamiklerine dair eleştirilerde bulunarak, partinin tek başına değil, çoklu koalisyon mantığıyla hareket ettiğini vurguladı. Özgür Özel'in vesayet altında olduğunu ve tutarsız söylemler sergilediğini ifade eden Elitaş şöyle konuştu:
"Özgür Özel, CHP Genel Başkanı olarak konuşuyor ancak söyledikleri tutarlı değil. Muhalefetten başka bir şey düşünemeyen bir parti olan CHP'nin iç meseleleri kendilerini ilgilendirir. Ancak bu tutarsızlık, ülkeye zarar vermektedir."
Hakaret ve Mağdur Olma Stratejisi
Elitaş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yargı mensuplarına yönelik hakaretler yaparak mağdur pozisyonu oluşturmak istediğini eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Pınarhisar'daki sükunet çağrısına atıfta bulunan Elitaş, şunları söyledi:
"İki arkadaş da hakaret ederek mağdur olmak istiyor. Yargıya hakaret ederek dava açılmak için özel bir çaba sarfediyorlar. Bu tür davranışlar kabul edilemez."
TÜSİAD ve Siyasete Müdahale Eleştirisi
Elitaş, TÜSİAD'ın siyasete müdahalesini milli iradeye saygısızlık olarak nitelendirdi. Kamu kaynaklarının dağılımı konusunda endişeler dile getiren Elitaş, TÜSİAD'ın sicilindeki değişikliklere dikkat çekti:
"TÜSİAD'ın 580 kişinin demokratik yollarla yapılmış seçimlere müdahale etmesi büyük bir yanlıştır. Siyasete karışması kabul edilemez. Kendi işlerine bakmalılar."