Mülkün Temelindeki Çatlaklar: Adaletin Kaybettiği İtibar

Tarih:2024-12-01 14:46:11 Editör: Talas Express Haber 212

"Adalet mülkün temelidir" sözü, hukuk sistemimizin ve toplumsal düzenimizin en önemli yapı taşlarından biri olarak kabul edilir.

"Adalet mülkün temelidir" sözü, hukuk sistemimizin ve toplumsal düzenimizin en önemli yapı taşlarından biri olarak kabul edilir. Osmanlı İmparatorluğu'ndan günümüze kadar uzanan bu ifade, adaletin toplumsal bütünlük ve devletin otoritesi için ne denli kritik olduğunu hatırlatır. Ancak, çağımızda sıkça rastladığımız adaletsizlik örnekleri bu temel ilkenin yeterince uygulanmadığına işaret ediyor.


Adaletin önemi, sadece tarihi ve kültürel değil, aynı zamanda dini temellere de dayanır. İslam dini, adaleti evrensel bir değer olarak tanımlar ve adil olmayı her Müslümanın temel sorumluluğu olarak görür. Kuran-ı Kerim'de birçok ayet, adaletin önemine vurgu yapar. Örneğin, Nisa Suresi 135. ayette, "Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve en yakınlarınız aleyhine bile olsa Allah için hakkı ayakta tutarak adaleti titizlikle yerine getirin," ifadesi ile adil olmanın şartları açıkça belirtilir.


Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) de adaletin toplum içerisindeki yerini ve önemini her fırsatta vurgulamış, "Kıyamet gününde insanların Allah'a en sevgili olanı ve O'na en yakın bulunanı adil devlet başkanıdır" şeklindeki hadis-i şerifiyle bu ilkenin ehemmiyetine dikkat çekmiştir.


Gelişen teknoloji ve küreselleşmenin etkisiyle birlikte bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı, fakat aynı zamanda adaletin daha da karmaşıklaştığı bir dönemde yaşıyoruz. Adalet sistemindeki tıkanıklıklar, tarafsızlık ilkesinin ihlalleri ve halkın adalete olan güveninin sarsılması, bu değerli prensibin sadece bir retorik haline gelme riskini taşıyor.


Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlık, demokrasinin kalbinde yer alır. Ancak günümüzde siyasi müdahaleler ve ekonomik çıkarların gölgesinde kalan kararlar, bu bağımsızlığı tehdit ediyor. Bu durum, adaletin sadece belirli bir kesim için işlediği algısını güçlendiriyor ve toplumsal barışı tehdit ediyor.


Adaletin mülkün temeli olması için ne yapılmalı? Hukukun üstünlüğü ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalarak, her bir vatandaşın eşit muamele gördüğü bir sistem inşa etmek zorundayız. Bu, sadece yargı organlarına değil, toplumun tüm kesimlerine düşen bir sorumluluktur. Eğitimden başlayarak dürüstlük ve eşitlik değerlerini benimseyen bireyler yetiştirmek, adaletin temellerini güçlendirecektir.