İsrail'in Tehlikeli Planı: Lübnan İşgali ve Türkiye Sınırında Yeni Tehdit

Tarih:2024-10-01 12:24:48 Editör: Talas Express Haber 524

İran Eski Cumhurbaşkanı Reisi Suikasta Kurban Gitti: İsrail'in Ortadoğu Stratejisi Deşifre Oldu

İran'ın eski Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından ortaya atılan suikast iddiaları nihayet doğrulandı. Suikastın gerçek olduğu netleşti, peki bu sonuca nasıl ulaştık?


Suikastın perde arkasındaki bilgiler, İsrail'in Beyrut, Suriye ve diğer Ortadoğu ülkelerinde gerçekleştirdiği benzer suikastlar ve komplolarla örtüşüyor. İsrail'in, Ortadoğu'da stratejik hamlelerle "düşman" olarak gördüğü figürleri hedef alarak ortadan kaldırdığı biliniyor.


Bu operasyonların uluslararası hukuk, normlar ve ilişkiler çerçevesinde kabul edilemez olduğu aşikâr. Örneğin, Hamas'ın siyasi liderinin Tahran'da, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın ise Beyrut'ta öldürülmesi olayları bu tür operasyonların en dikkat çeken örneklerinden. İsrail, yüksek profilli isimlere düzenlediği suikastlarla, stratejik çıkarlarını koruma adına sınır tanımadığını gösteriyor. Bu durum, devlet olma vasfının ötesine geçerek, uluslararası normların dışına çıkıldığını işaret ediyor.


İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun açıklamaları da bu stratejiyi doğrular nitelikte. Ortadoğu'daki İslam ülkelerine yönelik üstü kapalı tehditler savuran Netanyahu, İsrail'in bu bölgede her yere nüfuz edebileceğini ve istediği lideri hedef alabileceğini açıkça ifade ediyor. İran'a yönelik mesajlar ise oldukça net: İsrail, gerektiğinde İran'daki liderlere de suikast düzenleyebileceğini gösterdi.


Ortadoğu'da yeni bir gerilim dalgasını tetiklemesi muhtemel olan bu gelişme, uluslararası arenada da geniş yankı uyandıracak gibi görünüyor. İsrail'in stratejisi ve bu suikastın uluslararası hukuk açısından sonuçları, önümüzdeki günlerde daha fazla tartışılacağa benziyor.


Ortadoğu'daki dinamikler yeniden şekilleniyor. Suriye'deki gelişmeler, İsrail'in bölgede daha geniş bir strateji izlediğine işaret ediyor ve bu durum uluslararası arenada ciddi yankılar uyandırıyor.


Suriye'de süregelen kaos, Beşar Esad'ın geleceği konusunda endişeleri artırıyor. Suriye İç Savaşı'nda İran’ın rolü göz ardı edilemezken, Türkiye'nin savaşın başında yaptığı hatalar da tartışmasız. Ancak şu anda sahnede yeni bir proje var: Beşar Esad'ın İsrail tarafından suikaste uğrama olasılığı.


Esad'a Yönelik Tehdit


İran'da İsrail'e karşı güçlü tedbirler almayı savunan İbrahim Reisi'nin suikasta kurban gitmesi, bölgedeki tansiyonu daha da yükseltti. Bu suikastın arkasında ABD ve İsrail’in olabileceği iddia edilse de, İran resmi bir tepki veremedi. Şimdi ise İsrail, İran destekli direnişin tüm unsurları temizliyor gibi görünüyor.


Esad’ın öldürülmek istenmesinin arkasındaki sebepler oldukça karmaşık. Esad’ı destekleyen güçler arasında ABD, Batı ittifakı ve İsrail de yer almakta, zira Esad Golan Tepeleri gibi kritik konularda sessiz kalmayı tercih etmişti. Ancak Türkiye’de sığınmacı meselesi ciddi bir sorun haline gelince, Türkiye doğrudan Esad ile görüşme kararı aldı.


Erdoğan-Esad Görüşmesi


Bu süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esad ile doğrudan görüşmeyi kabul etti. Esad, Türkiye ile görüşmeye açık olduğunu ve sığınmacılar için genel af çıkardığını duyurdu. Bu açıklamalar sonrasında İsrail’in agressifleştiği ve Şam’a sık sık saldırılar düzenlediği gözlendi. İsrail özel kuvvetleri, Şam'ın kritik bölgelerinde İran Devrim Muhafızları karargahına yönelik operasyonlar düzenledi. Bu operasyonlar, Esad’a bir mesaj niteliğindeydi.


Yeni Tehditler


Son günlerde Esad’ın kardeşi Mahir Esad’a yönelik suikast iddiaları dolaşıyor. Bu iddialar doğrulanmamış olsa da Esad’a yönelik tehditlerin arttığı bir gerçek. İsrail’in Esad’ı ortadan kaldırma isteğinin arkasında, Türkiye ile sığınmacı meselesini çözme çabası yatıyor olabilir. Çünkü Türkiye’ye zarar vermenin en önemli yolu, Suriye’de bir PKK/YPG devleti kurmak ve bu amaçla ABD, İngiltere ve İsrail yoğun bir çaba sarf ediyor.



İsrail'in Tehlikeli Planı: Lübnan İşgali ve Türkiye Sınırında Yeni Tehdit


Lübnan'daki Nehir ve çevresi, İsrail'in genişletme harekatının hedefi haline gelmiş durumda. İsrail'in bu hamlesi, Türkiye ile sınır komşusu olma arzusunu da beraberinde getiriyor. Bu tehlikeli plan, İsrail’in PKK ve YPG gibi terör örgütlerini kullanarak gerçekleştirilmek isteniyor.


Türkiye, geçtiğimiz yıllarda bu konuda pek çok uyarıda bulunmuştu. Şimdiyse Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Türkiye ile birleşik bir ülke yapısına kavuşmak için yardıma hazır olduğunu belirtti. Türkiye, Esad'a PKK ve YPG’ye karşı ortak mücadele etme teklifi sundu. Ayrıca, anayasa reformu ve sığınmacıların geri alınması konularında da taleplerde bulundu. Esad, bu önerilere sıcak yaklaşsa da, İran ve İsrail bu iş birliğinden rahatsızlık duyuyor.


İsrail, Lübnan ve Gazze'den sonra şimdi de Suriye'yi hedef almış durumda. Esad'ın Türkiye ile ilişkilerini kesmesi için çaba gösteren İsrail, Esad’ın ortaklığını sürdürmesi halinde onu devirmeye çalışacak.


Esad’ın iş birlikçi adımları sadece Türkiye için değil, bölgedeki tüm dinamikler için önem taşıyor. Hizbullah ve Devrim Muhafızlarının Suriye'deki askeri faaliyetlerini durdurarak İsrail’e mesaj veren Esad, Türkiye ile olan iş birliğini sürdürmesi halinde İsrail’in hedefi olma riskini göze alıyor.


Önümüzdeki dönemde, Esad'ın kararlarının bölge dengelerinde ne tür değişikliklere yol açacağını hep birlikte gözlemleyeceğiz. Esad, Türkiye ile iş birliğini devam ettirirse, İsrail'in saldırgan tutumu karşısında nasıl bir strateji izleneceği merak konusu.


Esad ve Türkiye arasındaki bu kritik iş birliği, bölgesel barış ve istikrar açısından büyük önem taşıyor. Türk ve dünya kamuoyu, İsrail'in bu tehlikeli genişleme planlarına karşı gelişmeleri yakından takip etmeye devam edecek.


Sonuç ve Beklentiler


Sonuç olarak, bölgede Esad’a yönelik artan bir tehdit var ve İsrail'in bu konuda ciddi planları olabilir. ABD’nin Suriye’ye ek asker gönderme kararı ve İsrail’in Golan Tepeleri çevresindeki genişleme stratejisi, bölgede tansiyonun daha da yükseleceğini gösteriyor. Esad’ın geleceği belirsizliklerle dolu ve Ortadoğu'daki dinamikler sürekli değişiyor.