Türkiye’nin sosyo-politik sahnesi geniş ve karmaşık bir arena. Bu arenaya baktığımızda, neredeyse 40 yıldır süren bir tartışmanın ortasında buluyoruz kendimizi: Laikçi-Şeriatçı Tartışması. Ancak bu tartışmayı biraz daha derinlemesine incelediğimizde, tam da ülkenin asıl meselelerini görmemezlikten gelmemiz için ortaya atılan bir proje olduğunu fark ediyoruz.
40 Yıllık Tükeniş:
Bu projeye baktığımızda, ülkenin yaklaşık 40 yılını tükettiğini irdelemek gerekiyor. Otuz yılı aşkın süredir, sahte bir gündemle karşı karşıya bırakılan halk, gerçekte çözüm bekleyen konularına odaklanmaktan alıkonuluyor. Her ne kadar bu tartışmalar, çoğu insanın politik görüşü ve dini inancıyla harmanlanmış gibi görünse de, derinlerde yatan asıl mesele, halkın bölünmesinden başka bir şey değil.
Gönüllü Eleman Olma:
Bu projenin gönüllü elemanı olmamalıyız. Çünkü biz bu tartışmanın içine çekildikçe, yersiz kavgalarla enerjimizi tüketiyorken, gerçek sorunlar göz ardı ediliyor. Eğitim, sağlık, ekonomi, işsizlik ve daha birçok temel sorun tartışılmadan öylece bekliyor. Halkın üstünde kılıç gibi sallandırılan bu tartışmalar, ne yazık ki gerçek bir çözüm sunmuyor.
Gerçek Gündemi Görmezden Gelmeyelim:
Bu tür projeler, ülkenin gerçek gündemi tartışılmasın diye ortaya çıkarılan projelerdir. Halkı bölen, kutuplaştıran, onların bir araya gelmesini önleyen her türlü kavga, asıl meselelerden uzaklaşmamıza neden oluyor. Eğitim sistemimizin durumu, ağır ekonomik koşullar, sağlık hizmetlerinin erişilebilirliği, genç işsizlik oranları gibi konuların tartışılması gerekirken, bu tür projeler yüzünden zaman ve enerji kaybediyoruz.
Şimdi durup düşünme zamanı: Gerçekten bu sahte gündemin bir parçası olmak istiyor muyuz? Yoksa ülkenin asıl sorunlarını konuşarak birlikte bir çözüm mü aramalıyız? Bu projelerin gönüllü elemanı olmayalım, gerçek gündemi kaçırmayalım. Tüm enerjimizi ve zekâmızı, geleceğimizi şekillendirecek gerçek sorunlara odaklayalım.
2024 Türkiye'sinde, artık sahte ve yapay tartışmaların bir kenara bırakılması ve gerçek gündemi konuşma zamanı değil mi? Yakın geleceğimizde umutla bakacağımız sorunlara ne zaman eğileceğiz? Sanırım bunun cevabı, bu projelere gönüllü eleman olmamakta yatıyor. Hadi gerçek gündemimizi konuşmaya başlayalım.