Kendine inanmış bir insan, tarihin en büyük dönüm noktalarında yer almış; devrimlerin, büyük başarıların ve toplumların şekillendirilmesinde öncülük etmiştir. İşte bu, insanın kendine duyduğu inanç ve güven, keşfedilmiş ve keşfedilebilecek en büyük silah olmuştur. Ancak ne yazık ki, bugün Türk toplumunda bu iki önemli unsur – inanç ve güven – ciddi bir erozyona uğramış durumda.
Toplum, bireylerinin kendilerine olan inançlarını kaybetmeleri ve birbirlerine duydukları güvenin zayıflaması sonucu hızlı bir sosyal ve içtimai çürüme yaşıyor. Peki, bu durum nasıl ortaya çıktı ve nereye doğru gidiyor? Bu sorunun yanıtı, toplumsal yapımızın temel taşlarında saklı.
Tarihe baktığımızda, büyük medeniyetlerin ve ulusların çöküşlerinin genellikle ekonomik sorunlar nedeniyle değil, sosyal çürüme ve erozyon dolayısıyla gerçekleştiğini görürüz. Güçlü bir ekonomik sistem kurmak önemli olsa da, bu sistemin üzerinde yükseldiği sosyal ve ahlaki değerler yıkıldığında ekonomik başarılar da yıkılmaya mahkumdur.
Güven, toplumun en temel yapı taşıdır. Bireyler arası güven, aile içi güven ve toplumsal güven olmadan, hiç bir toplum sağlıklı bir şekilde varlığını sürdüremez. Ne yazık ki, günümüzde Türk toplumunda güven duygusu ciddi ölçüde yıpranmış durumda. İnsanlar, birbirine güvenmedikçe toplumsal bağlar zayıflıyor ve bu da sosyal çürümeyi hızlandırıyor.
Çözüm, yine tarihten ders almakta yatıyor. Tarih, çürümeyi durdurmanın ve toplumu yeniden inşa etmenin yollarını bize göstermektedir: Eğitim, dürüstlük, adalet ve birliktelik gibi temel değerlerin yeniden canlandırılması gerekmektedir. Bireylerin kendilerine olan güvenlerini yeniden kazanması ve bu güveni topluma yansıtması; bizi daha güçlü ve dayanıklı bir toplum haline getirecektir.
Sonuç olarak, her bireyin üzerine düşen sorumluluklar var. Kendimize inanmayı ve diğer insanlara güvenmeyi yeniden öğrendiğimiz takdirde, toplum olarak daha aydınlık ve güçlü yarınlara emin adımlarla yürüyebiliriz. Bu, sadece bizim için değil, gelecek nesiller için de yapmamız gereken en önemli görevdir.
Toplumun en büyük silahı olarak her bireyin kendine inanması ve güvenmesi dileğiyle.