Son dönemde özellikle sosyal medya ve alternatif platformlarda sıklıkla gündeme gelen "chemtrail" (kimyasal iz) tartışmaları, bilim insanları, uzmanlar ve vatandaşlar arasında geniş yankı uyandırdı. Konu, yalnızca uçakların arkasında bıraktığı izlerin doğal olup olmadığıyla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda hava koşullarına yapılan müdahaleler, iklim değişikliği ve devletlerarası anlaşmalar gibi daha kapsamlı boyutlara da sahip.
Chemtrail Nedir?
Chemtrail terimi, uçakların atmosfere bıraktığı izlerin doğal olmadığını, bunun yerine insan sağlığına zararlı kimyasallar içerdiğini iddia eden bir teoriye dayanıyor. Ancak bilim insanlarının çoğu, bu izlerin çoğunlukla jet yakıtlarının yanması sonucu oluşan su buharı ve yoğunlaşma izleri olduğunu belirtiyor. Yani, bu izlerin doğal bir süreç olan "contrail" (yoğunlaşma izleri) ile aynı olduğu savunuluyor.
Ancak bazı uzmanlar ve komplo teorisyenleri, bu izlerin içinde baryum, alüminyum ve benzeri kimyasalların bulunduğunu ve havaya püskürtüldüğünü iddia ediyor. Bu iddialar, özellikle solunum yolu hastalıklarının artışı ve çevresel etkilerle bağlantılı olarak gündeme geliyor.
Uzman Görüşleri ve Belgeler
Konuyla ilgili yapılan açıklamalarda, emekli hava kor General Erdoğan Karakuş ve adli bilimciler Derneği Başkanı Profesör Doktor Hamit Yolcu gibi isimlerden önemli açıklamalar geldi. Erdoğan Karakuş, açık Semalar anlaşmasının Türkiye açısından hem kazançlar hem de riskler içerdiğini vurgularken, havadan nanopartiküler maddelerin püskürtülebileceğini ve bu konuda denetimin zor olduğunu belirtti.
Profesör Hamit Yolcu ise, özellikle ilaç firmalarının veya özel kuruluşların bu tür işlemlerde bulunabileceğini ve havadaki kimyasal maddelerin insan sağlığı üzerindeki etkilerinin araştırılması gerektiğini söyledi. Ayrıca, İngiltere'deki 1940-1979 yılları arasında gerçekleştirilen hava deneylerine atıfta bulunarak, devletlerin kendi vatandaşları üzerinde bile deney yapabildiği öne sürüldü.
Açık Semalar Anlaşması ve Casusluk İddiaları
Açık Semalar Anlaşması, 1992 yılında Doğu Bloku ve Batı Bloku arasında güven tesis etmek amacıyla imzalandı. Bu anlaşma kapsamında, imzalayan ülkeler birbirlerinin hava sahalarında belirli uçuş haklarına sahip oldu. Ancak Rusya ve ABD'nin 2020 ve 2021 yıllarında bu anlaşmadan çekildiği göz önüne alındığında, Türkiye'nin hâlâ bu anlaşmada kalmasının nedenleri merak konusu oldu.
Erdoğan Karakuş, Türkiye'nin bu anlaşmadan yılda yaklaşık 1 milyar euro kazandığını belirtirken, aynı zamanda casusluk endişelerini de dile getirdi. Özellikle kargo uçaklarının denetlenmesinin zor olduğu ve bu uçakların hava sahasında ne taşıdığına dair kesin bilgilerin bulunmadığı ifade edildi.
İklim Müdahaleleri ve Küresel Endişeler
Amerika Birleşik Devletleri'nin 1977 yılından beri hava modifikasyonu (hava koşullarını değiştirme) çalışmaları yaptığı ve bu konuda önemli gelişmeler kaydettiği biliniyor. Pentagon'un 1996 yılında sunduğu bir raporda, hava şartlarının askeri amaçlar için değiştirilmesi ve savaş stratejilerinde kullanılması planlandığı açıklandı.
Bunun yanı sıra, Bulut tohumlama yöntemiyle yağışların artırılması, kasırgaların engellenmesi veya şiddetli fırtınaların oluşturulması gibi projeler de gündemde. Ancak bu çalışmaların uluslararası baskılar nedeniyle tam olarak hayata geçirilemediği belirtiliyor.
Dünya Nüfusunun Azaltılması ve Sürdürülebilirlik
Kimileri, chemtrail tartışmalarının ardında daha büyük bir plan olduğunu iddia ediyor. Roma Kulübü'nün 1972 yılında hazırladığı bir rapora göre, dünya nüfusunun 3 milyarı aşması durumunda kaynakların tükenmesi ve çevre sorunlarının artacağı öngörülüyor. Bu bağlamda, küresel elitlerin nüfus kontrolü ve sürdürülebilirlik politikaları çerçevesinde hareket ettiği düşünülüyor.
Sonuç
Chemtrail tartışmaları, yalnızca bilimsel gerçeklerle değil, aynı zamanda siyasi ve ekonomik çıkarlarla da iç içe geçtiği için karmaşık bir hal alıyor. İnsanların sağlığı ve çevrenin geleceği açısından bu konunun ciddiye alınması gerekiyor. Devletlerin, bilim insanlarının ve bağımsız kuruluşların ortak çalışmasıyla bu konuda net ve güvenilir açıklamalar yapılması bekleniyor.
Türkiye'nin açık Semalar anlaşmasından çekilip çekilmediği ve hava sahasının nasıl korunduğu gibi konular da gündemde olmaya devam ederken, vatandaşların bilinçlenmesi ve sorular sorması, bu tür tartışmaların aydınlatılmasında önemli bir adım olacaktır.
Kaynakça: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Amerika Birleşik Devletleri Kongre Raporları, Roma Kulübü Raporları, uzman görüşleri ve belgeler.
İzleyin... Video Yorum Murat Akan