Şimşek'in "harcama yapmazsanız enflasyon olmaz" prensibiyle sürdürdüğü ekonomik yaklaşım, üreticiden tüketiciye pek çok kesimde telafisi zor zararlar açtığı gerekçesiyle eleştiriliyor. Bu durum, ekonomi dünyasında olduğu kadar siyasi arenada da geniş yankı buluyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, enflasyonla mücadelede atılan adımların doğruluğunu savundu. TÜİK'in açıkladığı son enflasyon verilerini referans gösteren Erdoğan, "Doğru yolda olduğumuz tekrar teyit edilmiştir. Enflasyonda düşüş trendi 2025 senesinde daha da hızlanacak" ifadelerini kullandı.
Ancak dikkat çeken bir diğer nokta, Erdoğan'ın fahiş fiyat artışlarına karşı yaptığı boykot çağrısı oldu. "Vatandaş olarak fırsatçılık yapanlara karşı en büyük kozumuz satın almama özgürlüğümüzü kullanmaktır" diyen Erdoğan, ekonomik gidişata karşı halkın tepkisini dile getirdi. Bu çağrı, Mehmet Şimşek'in politikalarıyla bir uzlaşı halinde olduğuna dair yorumlara neden oldu.
Gözlemcilere göre, Türkiye'deki enflasyonun temelinde maliyet enflasyonu yatıyor. Ancak, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in bu tespitin aksine yürüttüğü ekonomi politikaları, sektörde büyük iflaslara ve yanlış servet transferlerine yol açarak geçim sıkıntısı ve potansiyel bir sosyal patlama riski oluşturabilir. Uzmanlar, hükümetin bu sorunlara etkin bir çözüm bulabilmek için acilen yerli ve milli bir ekonomi politikası benimsemesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Toplantı sonrası yapılan açıklamalarda emekli ve memurlara herhangi bir 'müjde' verilmemesi de dikkat çeken bir diğer husus olarak öne çıktı. Milyonlarca vatandaşın gözünü çevirdiği kabine toplantısından çıkan kararlar, ekonomik istikrar tartışmalarını daha da alevlendirecek gibi görünüyor.